Marka İletişiminde Yeni Akım: Dijital Pazarlama İletişimi
20 Eylül, 2020 | Admin
Geleneksel
mecraların yanına eklenen dijital enstrümanlar pazarlama iletişimini de büyük
ölçüde değiştirmiştir. Geleneksel mecralarda çalışmaya alışan firmalar ve
ajanslar açısından yeni bir dönem başlamıştır. Artık devasa bütçeler gerektiren
televizyon ve yazılı basın reklamlarının yerini daha mütevazı rakamlarla çok
daha etkili sonuçlar yaratabilecek dijital ve sosyal işler almıştır.
Dijitalleşmeden önce
pazarlama; markalama ve reklamdan ibaretti ve fark edilmeye bağlıydı. Tek
yönlüydü ve sadece ürün satmaya yönelikti. İletişim, medya ve planlamacılar ile
yapılıyordu ve pazara doğrudan ulaşmak mümkün değildi. Şimdi hedef kitlenin
duymak istediği mesajları pazarın en küçük dilimine bile ulaştırmak mümkün.
Reklam için cüzi harcamalarla tüketiciye ulaşmak mümkün. İnsanların dikkatini
doğru içerik ve doğru reklamla çekmeyi başarmak gerekiyor. Hatta tüm araçları
çoklu kullanım ile en etkin ve efektif kullanabilmek imkânı da mevcut.
Yeni, hızlı gelişen,
çabuk eskiyen ve çokça tüketilen bir medya ortamıyla karşı karşıyayız. Her ne
kadar çok büyük bütçeler gerektirmiyor olsa da hiçbir firmanın ya da markanın
ne zaman ne de para kaybetmeye tahammülü olmadığından; dijital pazarlama
iletişiminin birbirinden farklı bir içerik ve farklı bir işleyişe sahip
platformlarını; etkili, verimli, karlı bir şekilde kullanması gerekiyor.
Sosyal medyanın
yükselmesiyle kendini daha da gösteren katılım çağında; haberleri, fikirleri ve
eğlenceyi insanlar yaratır ve insanlar tüketir oldular. Değişen ve gelişen
iletişim dili, tüketicinin üretimde de söz sahibi olmasını sağladı.
Kotler bu gelişmeyi iki
başlık altında toplar:
1. Anlatımcı Sosyal Medya: Sosyal
medyanın giderek daha da anlatımcı bir özellik kazanmasıyla, tüketicilerin
görüş ve deneyimlerini aktararak diğer tüketicileri etkileme gücü de
artmaktadır. Düşük maliyetli ve tarafsız olduğu için sosyal medya, pazarlama,
iletişimin geleceği olarak görülmektedir. Böylelikle alacağımız ürün ya da
hizmetleri satın almadan önce edinilen müşteri deneyimi, görüşleri sitelerden
okunarak satın alma kararını etkileyebiliyor. Ya da bunun tam tersi şirketler,
ürün ya da hizmetlerini piyasaya çıkarmadan hedef kitlelerini sosyal ağlar
vasıtasıyla gözlemleyerek ürün-tüketici reaksiyonunu test etme imkânı
bulabiliyor. Bloglar, Twitter, Instagram, Youtube, Facebook, vb
2. İşbirlikçi Katılım: Katılımlarda
anlatımların yanı sıra işbirlikçi olarak kullanılmasıyla da sosyal medya farklı
bir mecra olma özelliğini devam ettirmektedir. İlklerden olan Wikipedia ile
başlayan işbirliği katılımlarında ayrıca gönüllülük esasına dayandırılarak
kişilere mecrayı yöneten kişi olma hakkı verilmektedir. Türkiye’de de Ekşi
sözlük ve benzeri çeşitli forumlarda kişiler yeri geldiğinde editör, yeri
geldiğinde ürün ya da hizmeti tanıtan köşe yazarları olarak referans noktası
olabilmektedirler.
Yeni ve sosyal medya,
daha geniş hedef kitlelere hızlı ve etkin erişmede, bireyleri birer mecra ve
hedef kitleleri artık pasif izleyici haline getirirken iletişim daha etkin ve
katılımcı olmaktadır. Yeni tüketici fikirlerini, tepkilerini, ihtiyaçlarını ve
isteklerini daha kolay ve cesurca dile getirmektedirler. Bunun için marka
iletişim alanı içinde değişim yönetiminin de ele alınması düşünülmektedir.
İletişimdeki değişim ve dijitalleşmenin sınırları yağmur bulutları gibi
belirsizdir. Tüm sektörler gibi, marka iletişimi de bu değişimi yakalamaya çaba
gösteriyor. Ancak bu arada iletişimin özünden çok cihazlara ve internetin
sunduğu teknolojik imkânlara odaklanılıyor. Ancak teknoloji ne kadar gelişirse
gelişsin, insanların pek çok temel ihtiyaçları aynı kalıyor. Kuruluşlarında
gidecekleri yol “insanı anlamak” tan geçiyor.